top of page

Kerpe Gebeş Camping

Yaz ayları geldi ve artık biz kampçılar olarak kendimizi dağ eteklerinden deniz kenarlarına kadar bulabildiğimiz her güzel alana bırakmaya başladık. Dağ kamplarını çok seven birisiyimdir. Bu yüzden Uludağ yaz aylarında da favori mekanım. Ancak bu yaz benim için deniz ile başladı.


Birkaç öğrencim ve arkadaşımla birlikte 2 gün takılacak bir kamp alanı bakınıyorduk. Uzun bir dönem Uludağ'da kamp atmak için arayış içerisindeydik. Ancak son yıllardaki orman yangınlarından ötürü Uludağ'da kamp atmak oldukça zor bir hale geldi. Biz de bu yüzden deniz kenarlarında İstanbul'a da yakın olacak şekilde bir kamp alanı bulma gayretine girdik.


İstanbul denilince akla ilk olarak Şile geldiği için öncelikle Şileyi biraz kurcaladık. Ancak karadenizin hırçınlığı bizi biraz korkutmadı değil. Biz daha sakin ve kafa dinleyebileceğimiz bir kamp hayali kurmuştuk. Bu yüzden Şile'den vazgeçtik. Nitekim sonrasında Kocaeli taraflarına bakmak aklımıza geldi. Tabii kıt harita bilgimizle Kocaelinin Karadenize kıyısı olduğunu unutan biz teker teker kamp alanlarını arayıp fiyat almaya başladık. Aynı zamanda kullanıcı yorumları ve fotoğraflarını inceledik. Gebeş Camping gözüme çarptı ve açık olmak gerekirse konumuna bakmak da hiç aklıma gelmedi nasılsa Marmara diye düşünerek. Ancak fotoğraflarına ve yorumlara bakınca keşfetmeye değer bir alan olduğunu düşündüm. (Kamp sonrası iyi ki de gitmişim diyorum) Bunun birkaç sebebi var:


İlk olarak alan çok sakin. Doğası hiç bozulmamış. Bir ormanın içinde kamp atıyorsunuz ve sabahları kuş cıvıltıları sizi uyandırıyor.


İkincisi çalışanları oldukça cana yakın insanlar. Hoş sohbet seviyoruz elbet.


Üçüncüsü denizi oldukça sığ. Metrelerce açılıp kesinlikle boyunuzu geçmeyen ortamda yüzme keyfi yaşıyorsunuz. Ben iyi yüzücüyüm o yüzden açılmayı çok severim ancak bu sefer yanımda benden küçük birkaç öğrencim de vardı. Aileleri bana emanet ettiği için onlarla açılmak iyi olmazdı. Fakat burada boyu geçmediğini görünce oldukça rahatladım. Yüzme bilmeyenler veya küçük çocuğu olanlar için çok ideal bir alan.


Dördüncüsü elektrik, su ve duş imkanının olması. Aynı zamanda ayaklı mangalınız varsa ateş yakmanıza da müsaade ediliyor. Kamp dediğin ateşsiz olmaz 🤷🏻‍♂️


Beşincisi ve bizi en çok etkileyen unsur ise Kerpenin kendine has bir unsuru olan muhteşem kayalıkları. Kamp alanı bu kayalıklardan barındırıyor içerisinde. Biz kayalıkları bulduğumuz gibi hemen tırmanış yaptık. Güzel fotoğraflar çekindik 😎 Öğrencilerim çok etkilendiler. Herbirinden çok olumlu geri dönüşler aldım. Kendim de oldukça keyif aldım tabii ki. Gittiğinizde göreceksiniz, çok keyifli bir tatil geçireceksiniz.


Elbette Gebeş Campingin olumsuz yönleri de vardı. Bunlarım başında denizin tam manasıyla temiz olmaması geliyor zannedersem. Ancak gördüğüm kadarıyla bunun için de ellerinden geleni yapıyorlar. Duş ve tuvaletlerin de biraz elden geçirmeyle çok daha iyi bir hale geleceğini düşünüyorum. Bunlar dışında çok elle tutulur bir eksik göremedim.



Peki kamp alanına varınca neler yaptık?


İlk olarak kendimize ağaçların gölgesi altında kalmış ve güzel bir koy manzarası olan tatlı bir alan seçtik. Çadır kurulumumuzu gerçekleştirdik. 1 araç 4 çadır için yer kiraladık sağolsunlar fiyatta da yardımcı oldular ve anladığım kadarıyla herkese bir miktar indirimleri mevcut 🤔 Kurulumu tamamladıktan sonra ilk iş ateş için odun toplamak oldu. Aynı anda başka bir arkadaşımızı eksik malzemeleri satın almaya gönderdik. Arkadaşımız gelene kadar ateşimizi yakıp kahvaltımızı hazırlamıştık bile. Sonrasında odun ateşinde pişmiş çayımızdan yudumladık ☕ Kahvaltımız biter bitmez kendimizi denize attık tabii ki. Biraz yüzüp denizi tanıdıktan sonra koyları keşfetmek istedik ancak ilk gördüğümüz kayalığa vurulduğumuzdan, hemen tırmanışa başladık. 1 günümüzü orada yedik desem yanlış olmaz 😊 Fazlaca yorulduktan sonra dinlenmek için kamp alanımıza geri döndük. Ancak ben mangalbaşıyım doğal olarak bana dinlenmek yasak 😑 Hemen akşam yemeğimizi hazırladık. 5 kişi adam başı 300 gram etten 1.5 kilo et pişirdik. Kamp alanında kömür yesen seversin, bir de elinin ayarı iyi olan usta olunca, parmaklarımıza kadar yedik.

Gece çok tatlı bir uyku çektik. Sabah kuş seslerine uyandık. Bir de köpek havlamalarına tabii. Köpekler çadırlarımızı kısaca yoklayıp (koklayıp) gittiler yanımızdan. Çok tehlikeli olduklarını düşünmüyorum cana yakın hayvanlar. İkinci gün daha çok koy gezisine odaklandık. Biraz yüzdükten sonra duşumuzu aldık ve kaya tırmanışı alanımıza geçtik. Tekrar tırmanışımızı yaptıktan sonra kıyafetlerimizi çıkarmadan kendimizi denize attık. Kıyıdan kıyıdan bazen yürüyerek bazen yüzerek bazen tırmanarak 1 kilometre kadar yolculuk ettik. Hayatımda deneyimlediğim en güzel gezintilerden biriydi. Giden herkese mutlaka tavsiye ediyorum. Ancak bir de ricamız var, lütfen çevremizi temiz tutalım.

Kampımızı 2 günün sonunda bitirdikten sonra mıntıka temizliğimizi gerçekleştirip çöplerimizi topladık. Etrafımızın tamamen temiz olduğuna kanaat getirdikten sonra, eşya kaybetme ihtimaline binaen son kontrolümüzü yapıp yola çıktık. 115 km'lik ücretsiz yol üzerinden İstanbul'a geri döndük. Yaklaşık 2 buçuk saat kadar sürdü ufak tefek molalarla.


Kısacası bu kampımız oldukça iyiydi. Eğer siz gidip yerinde gördüyseniz gönderi altına yorumlarınızı bekliyorum. Herkese iyi tatiller 🌟


bottom of page